Präpositionen mit Akkusativ

Präpositionen mit Akkusativ, Almanca'da belirli edatlarla birlikte kullanıldığında isimlerin Akkusativ (ismin -i hali) almasını gerektiren bir gramer konusudur. Bu edatlar, isimlerin durumunu değiştirir ve cümlede belirli ilişkiler kurar.

Fiil Açıklama Örnek
durch (içinden, boyunca) Bir yerin içinden geçiş veya bir süre boyunca anlamında kullanılır. Ich gehe durch den Park. (Parkın içinden geçiyorum.)
für (için) Bir amaç veya kişi için kullanılır. Das Geschenk ist für dich. (Bu hediye senin için.)
gegen (karşı) Karşıtlık veya çarpışma durumunu ifade eder. Wir sind gegen den Plan. (Biz plana karşıyız.)
ohne (olmadan, -sız) Bir şeyin eksikliğini belirtir. Ich trinke Kaffee ohne Zucker. (Şekersiz kahve içiyorum.)
um (etrafında) Bir şeyin çevresinde veya belirli bir zaman diliminde kullanılır. Wir sitzen um den Tisch. (Masanın etrafında oturuyoruz.)
bis (kadar, -e kadar) Bir süreyi veya mesafeyi belirtir. Warte hier bis den Abend. (Akşama kadar burada bekle.)
entlang (boyunca) Bir şeyin kenarından veya yanından ilerlemek anlamında kullanılır. Wir gehen den Fluss entlang. (Nehir boyunca yürüyoruz.)
wider (karşı, aykırı) Bir duruma veya düşünceye karşı olmayı ifade eder. Es ist wider meinen Willen. (Bu, benim irademe karşı.)
ohne (olmadan) Bir şeyin eksikliğini belirtir. Er geht ohne seinen Freund. (O, arkadaşsız gidiyor.)
je (her biri için) Belirli bir durumda her bir öğe için kullanılır. Das kostet zehn Euro je Stück. (Her bir parça için on Euro tutuyor.)
pro (başına, kişi başına) Birim başına anlamında kullanılır. Der Preis ist fünf Euro pro Person. (Fiyat kişi başına beş Euro.)
um...herum (çevresinde) Bir şeyin çevresinde veya etrafında anlamında kullanılır. Wir laufen um das Haus herum. (Evin etrafında koşuyoruz.)
an (yaklaşık, -e doğru) Bir hedefe veya bir yere yaklaşmayı ifade eder. Er kommt an den Tisch. (O, masaya geliyor.)
über (üzerinde, boyunca) Bir şeyin üzerinde veya üzerinden geçiş anlamında kullanılır. Wir fliegen über den Atlantik. (Atlantik Okyanusu üzerinde uçuyoruz.)
unter (altında, arasında) Bir şeyin altında veya iki şey arasında anlamında kullanılır. Der Hund liegt unter den Tisch. (Köpek masanın altında yatıyor.)
vor (önünde, önce) Bir şeyin önünde veya bir olaydan önce anlamında kullanılır. Stell das Auto vor das Haus. (Arabayı evin önüne park et.)
hinter (arkasında) Bir şeyin arkasında anlamında kullanılır. Der Garten ist hinter das Haus. (Bahçe evin arkasında.)
neben (yanında) Bir şeyin yanında anlamında kullanılır. Er sitzt neben den Lehrer. (O, öğretmenin yanında oturuyor.)
zwischen (arasında) İki şeyin arasında anlamında kullanılır. Der Stuhl steht zwischen den Tischen. (Sandalye masaların arasında duruyor.)
an...vorbei (önünden geçerek) Bir şeyin yanından veya önünden geçişi ifade eder. Wir gehen an dem Laden vorbei. (Dükkanın önünden geçiyoruz.)

Konu Hikayesi

Ein Abenteuer in der Stadt

Es war ein sonniger Samstagmorgen, als Tom beschloss, einen Ausflug in die Stadt zu machen. Ohne eine klare Vorstellung, wohin er gehen würde, ging er einfach los. Er wollte etwas Neues entdecken und fand schnell einen interessanten Markt in der Nähe. An einem Stand kaufte er frische Blumen für seine Mutter, die bald Geburtstag hatte. Er freute sich, ihr eine kleine Überraschung zu bereiten. Mit einer Tasche voller frischer Produkte ging Tom weiter durch die Straßen. Vor einem kleinen Café hielt er an und setzte sich an einen Tisch draußen. Er trank einen leckeren Kaffee und genoss die Aussicht. Neben ihm saß ein Mann mit einem Hund. Tom sprach ihn an und fragte nach dem Hund, der sehr freundlich aussah. Der Mann erzählte ihm, dass der Hund ihn immer zu seinen Spaziergängen begleitete. Nach der Pause ging Tom weiter und kam an einem Museum vorbei. Vor dem Eingang stand ein großer Plakat, das eine neue Ausstellung anzeigte. Er beschloss, hineinzugehen, um mehr zu erfahren. In der Ausstellung bewunderte Tom viele interessante Kunstwerke und las die Beschreibungen der Künstler. Während er durch die Gänge des Museums schlenderte, traf er einen alten Freund. Erfreut über die unerwartete Begegnung unterhielten sie sich lange. Über alte Zeiten und gemeinsame Erlebnisse sprachen sie viel. Tom erkannte, wie wichtig es war, solche Momente zu schätzen. Nach dem Museumsbesuch ging Tom zu einem nahegelegenen Park. Auf einer Bank setzte er sich und verbrachte einige Zeit alleine, denn er wollte über die letzten Monate nachdenken. Durch die Bäume hindurch blickte er auf den See, der im Sonnenlicht funkelte. Er fühlte sich sehr ruhig und zufrieden. Mit einem Lächeln auf dem Gesicht ging Tom später nach Hause. Er war stolz, einen schönen Tag verbracht zu haben und wusste, dass er viele Dinge wieder für sich entdecken konnte. Vor dem Schlafengehen dachte er darüber nach, wie er auch in der kommenden Woche viele neue Abenteuer erleben könnte.

Şehirde Bir Macera

Güneşli bir cumartesi sabahıydı. Tom, şehre bir gezi yapmaya karar verdi. Nereye gideceği konusunda net bir fikri olmadan yola çıktı. Yeni bir şeyler keşfetmek istiyordu ve kısa sürede yakınlardaki ilginç bir pazar yerine rastladı. Bir tezgahtan, yakında doğum günü olan annesi için taze çiçekler aldı. Ona küçük bir sürpriz yapacak olmanın mutluluğunu yaşadı. Taze ürünlerle dolu bir çantayla Tom, sokaklarda dolaşmaya devam etti. Küçük bir kafenin önünde durdu ve dışarıdaki bir masaya oturdu. Lezzetli bir kahve içip manzaranın tadını çıkardı. Yanında, bir köpeği olan bir adam oturuyordu. Tom ona köpeği hakkında bir şeyler sordu. Çok sevimli görünen bu köpeğin, adamın yürüyüşlerine her zaman eşlik ettiğini öğrendi. Kısa bir moladan sonra Tom, yürüyüşüne devam etti ve bir müzenin önünden geçti. Girişte, yeni bir sergiyi tanıtan büyük bir afiş vardı. Daha fazlasını öğrenmek için içeri girmeye karar verdi. Sergide birçok ilginç sanat eserini inceledi ve sanatçıların hikayelerini okudu. Müze salonlarında dolaşırken eski bir arkadaşıyla karşılaştı. Bu beklenmedik karşılaşma ikisini de çok sevindirdi. Uzun uzun sohbet ettiler, eski günlerden ve paylaştıkları anılardan bahsettiler. Tom, böyle anların değerini fark etti ve ne kadar kıymetli olduğunu düşündü. Müze ziyaretinden sonra Tom, yakındaki bir parka gitti. Bir banka oturup bir süre yalnız vakit geçirdi. Son birkaç ay üzerine düşünmek istiyordu. Ağaçların arasından parlayan göle bakarken huzur doldu. Kendini çok sakin ve mutlu hissediyordu. Günün sonunda, yüzünde bir gülümsemeyle eve döndü. Güzel bir gün geçirmiş olmanın gururunu yaşadı ve yeniden birçok şeyi keşfetmenin keyfini çıkardı. Yatmadan önce, gelecek hafta da yeni maceralar yaşayabileceğini düşünerek heyecanlandı.

Akkusativ ile kullanılan edatlar: