| Fiil | Türkçesi | Örnek Cümle | Örneğin Türkçesi |
|---|---|---|---|
| haben | sahip olmak | Wir haben ein neues Auto. | Yeni bir arabamız var. |
| gehen | gitmek | Ich gehe zur Schule. | Okula gidiyorum. |
| kommen | gelmek | Wann kommst du? | Ne zaman geliyorsun? |
| machen | yapmak | Ich mache meine Hausaufgaben. | Ödevimi yapıyorum. |
| sehen | görmek | Wir sehen einen Film. | Bir film izliyoruz. |
| sprechen | konuşmak | Ich spreche Deutsch. | Almanca konuşuyorum. |
| essen | yemek | Wir essen Pizza. | Pizza yiyoruz. |
| trinken | içmek | Ich trinke Wasser. | Su içiyorum. |
| lesen | okumak | Sie liest ein Buch. | O, bir kitap okuyor. |
| schreiben | yazmak | Ich schreibe einen Brief. | Bir mektup yazıyorum. |
| Fiil | Türkçesi | Örnek Cümle | Örneğin Türkçesi |
|---|---|---|---|
| arbeiten | çalışmak | Er arbeitet im Büro. | O, ofiste çalışıyor. |
| lernen | öğrenmek | Wir lernen Deutsch. | Almanca öğreniyoruz. |
| verstehen | anlamak | Ich verstehe die Frage nicht. | Soruyu anlamıyorum. |
| hören | duymak | Ich höre Musik. | Müzik dinliyorum. |
| fahren | gitmek (taşıtla) | Wir fahren nach Berlin. | Berlinde gidiyoruz. |
| wissen | bilmek | Ich weiß die Antwort. | Cevabı biliyorum. |
| wollen | istemek | Ich will ins Kino gehen. | Sinemaya gitmek istiyorum. |
| können | yapabilmek | Ich kann schwimmen. | Yüzebilirim. |
| mögen | hoşlanmak | Ich mag Schokolade. | Çikolatayı severim. |
| brauchen | gerekmek | Ich brauche mehr Zeit. | Daha fazla zamana ihtiyacım var. |
| Fiil | Türkçesi | Örnek Cümle | Örneğin Türkçesi |
|---|---|---|---|
| sehen | görmek | Wir sehen einen Sonnenuntergang. | Bir gün batımı görüyoruz. |
| helfen | yardım etmek | Kannst du mir helfen? | Bana yardım edebilir misin? |
| nehmen | almak | Ich nehme einen Apfel. | Bir elma alıyorum. |
| geben | vermek | Kannst du mir das Buch geben? | Kitabı bana verebilir misin? |
| kaufen | satın almak | Ich kaufe ein neues Handy. | Yeni bir telefon alıyorum. |
| verkaufen | satmak | Er verkauft sein Auto. | Arabasını satıyor. |
| treffen | buluşmak | Wir treffen uns um 6 Uhr. | Saat 6'da buluşuyoruz. |
| schlafen | uyumak | Ich schlafe gut. | İyi uyuyorum. |
| denken | düşünmek | Ich denke an dich. | Seni düşünüyorum. |
| fühlen | hissetmek | Ich fühle mich glücklich. | Mutlu hissediyorum. |
| Fiil | Türkçesi | Örnek Cümle | Örneğin Türkçesi |
|---|---|---|---|
| suchen | aramak | Ich suche meine Schlüssel. | Anahtarlarımı arıyorum. |
| finden | buluşmak | Ich finde meinen Hund. | Köpeğimi buldum. |
| wissen | bilmek | Ich weiß die Antwort. | Cevabı biliyorum. |
| fragen | sormak | Ich frage dich etwas. | Sana bir şey soruyorum. |
| antworten | cevap vermek | Er antwortet auf die Frage. | Soruya cevap veriyor. |
| anrufen | telefonla aramak | Ich rufe dich später an. | Seni sonra arayacağım. |
| passieren | olmak, geçmek | Was ist passiert? | Ne oldu? |
| kochen | pişirmek | Ich koche heute Abend. | Bu akşam yemek yapıyorum. |
| öffnen | açmak | Kannst du das Fenster öffnen? | Pencereyi açabilir misin? |
| schließen | kapatmak | Bitte schließe die Tür. | Lütfen kapıyı kapat. |
| Fiil | Türkçesi | Örnek Cümle | Örneğin Türkçesi |
|---|---|---|---|
| zeigen | göstermek | Kannst du mir das zeigen? | Bana bunu gösterebilir misin? |
| lieben | sevmek | Ich liebe dich. | Seni seviyorum. |
| hassen | nefret etmek | Ich hasse es, früh aufzustehen. | Erken kalkmaktan nefret ediyorum. |
| vergessen | unutmak | Ich habe meinen Namen vergessen. | Adımı unuttum. |
| merken | farkına varmak | Ich merke, dass es regnet. | Yağmur yağdığını fark ettim. |
| verstehen | anlamak | Ich verstehe deine Meinung. | Senin fikrini anlıyorum. |
| erklären | açıklamak | Kannst du das erklären? | Bunu açıklayabilir misin? |
| glauben | inanmak | Ich glaube, dass es wahr ist. | Doğru olduğuna inanıyorum. |