“Wer” zamiri, bir kişi hakkında bilgi verirken kullanılır. Bu zamir, belirli bir kişiyi tanımlarken ya da kim olduğunu öğrenmek istediğinizde kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich weiß nicht, wer das ist. (Kimin olduğunu bilmiyorum.) |
Wer das gesagt hat, liegt falsch. (Bunu kim söylediyse yanılıyor.) |
Jeder, wer hier arbeitet, kennt ihn. (Burada çalışan herkes onu tanır.) |
“Was” zamiri, bir şey hakkında bilgi verirken kullanılır. Bu zamir, nesneler veya soyut kavramlar için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich weiß nicht, was er will. (Onun ne istediğini bilmiyorum.) |
Was du sagst, ist wichtig. (Söylediğin şey önemli.) |
Alles, was glänzt, ist nicht Gold. (Parlayan her şey altın değildir.) |
“Welcher” zamiri, bir şeyi belirli bir grup içinde tanımlarken kullanılır. Genellikle hangi şeyi veya hangi kişiyi ifade etmek için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich frage mich, welcher Weg der beste ist. (Hangi yolun en iyi olduğunu merak ediyorum.) |
Der Film, welcher gestern gezeigt wurde, war interessant. (Dün gösterilen film ilginçti.) |
Das ist das Buch, welches ich dir empfohlen habe. (Bu, sana tavsiye ettiğim kitap.) |
“Wo” zamiri, bir yeri tanımlarken kullanılır. Özellikle bir yerin veya mekanın sorulmasında kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich weiß nicht, wo er wohnt. (Onun nerede oturduğunu bilmiyorum.) |
Das Haus, wo ich geboren bin, ist sehr alt. (Doğduğum ev çok eski.) |
Kennst du den Ort, wo wir uns das erste Mal getroffen haben? (İlk buluştuğumuz yeri hatırlıyor musun?) |
“Wie” zamiri, bir durumu veya şekli tanımlarken kullanılır. Bu zamir, bir şeyin nasıl olduğunu veya nasıl yapıldığını sormak için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich frage mich, wie das möglich ist. (Bunun nasıl mümkün olduğunu merak ediyorum.) |
Er zeigte mir, wie man das macht. (Bana bunun nasıl yapıldığını gösterdi.) |
Weißt du, wie spät es ist? (Saatin kaç olduğunu biliyor musun?) |
“Wann” zamiri, bir zamanı tanımlarken kullanılır. Özellikle zamanla ilgili sorular sormak için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich weiß nicht, wann er kommt. (Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.) |
Der Tag, wann wir uns trafen, war unvergesslich. (Buluştuğumuz gün unutulmazdı.) |
Kannst du mir sagen, wann der Zug abfährt? (Bana trenin ne zaman kalkacağını söyleyebilir misin?) |
“Warum” zamiri, bir nedeni tanımlarken kullanılır. Genellikle bir şeyin nedenini sormak için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich verstehe nicht, warum er das getan hat. (Onun bunu neden yaptığını anlamıyorum.) |
Der Grund, warum ich hier bin, ist wichtig. (Burada olmamın nedeni önemli.) |
Weißt du, warum sie so traurig ist? (Onun neden bu kadar üzgün olduğunu biliyor musun?) |
“Was für ein” zamiri, bir tür veya niteliği tanımlarken kullanılır. Özellikle ne tür bir şey olduğunu sormak için kullanılır.
Örnek Cümleler |
---|
Ich frage mich, was für ein Mensch er ist. (Onun ne tür bir insan olduğunu merak ediyorum.) |
Was für ein Auto du kaufst, ist deine Entscheidung. (Ne tür bir araba alacağın senin kararın.) |
Kannst du mir sagen, was für einen Film wir schauen werden? (Hangi tür bir film izleyeceğimizi söyleyebilir misin?) |
Eines sonnigen Morgens ging Lena in den Park, um eine entspannte Zeit zu verbringen. Sie freute sich auf den Tag, weil sie sich endlich eine Auszeit von der Arbeit nehmen konnte. Wer sie dorthin begleitete? Ihr Hund Max, der immer an ihrer Seite war. Max, der Hund, der gerne lange Spaziergänge machte, war genauso aufgeregt wie sie. Im Park traf sie auf einen alten Freund, den sie seit Jahren nicht mehr gesehen hatte. Wer ist dieser Freund? Es war Tim, ein Schulfreund, den sie während ihrer Kindheit sehr gut kannte. Tim fragte sie sofort, wie es ihr in letzter Zeit ergangen war. Sie antwortete ihm, dass sie gerade sehr beschäftigt mit ihrer neuen Arbeit sei, aber trotzdem versuche, genug Freizeit zu haben. Nachdem sie sich eine Weile unterhalten hatten, gingen sie zusammen zum See im Park, wo viele Leute zum Entspannen saßen. Was sie dort taten? Sie setzten sich auf eine Bank und schauten sich den See an. Der Himmel war klar und das Wasser reflektierte das Sonnenlicht. Es war ein wunderschöner Anblick. Während sie dort saßen, hörten sie plötzlich ein lautes Geräusch. Was war das? Es war ein Junge, der mit einem Drachen über das Gras rannte. Lena fragte sich, wie der Junge den Drachen so hoch fliegen lassen konnte, ohne dass er abstürzte. Tim erklärte ihr, dass es spezielle Drachen gab, die sehr stabil und leicht zu steuern waren. Plötzlich kam ein älteres Paar vorbei. Welcher von den beiden hatte die Blumen in der Hand? Es war die Frau, die einen großen Strauß bunter Blumen trug. Sie fragte Lena, ob sie wüsste, wo der nächste Blumenladen sei, weil sie Blumen für ihre Tochter kaufen wollte. Lena antwortete ihr, dass es einen Laden neben dem Parkeingang gebe. Am Ende des Tages gingen Lena und Tim zurück nach Hause. Wann sie sich das nächste Mal treffen wollten, wussten sie noch nicht, aber sie versprachen sich, bald wieder Zeit füreinander zu haben. Lena dachte über den Tag nach und fragte sich, ob sie immer so viele interessante Menschen treffen würde.
Güneşli bir sabah Lena, biraz rahatlamak için parka gitti. Uzun zamandır işten uzaklaşamadığı için bu günü dört gözle bekliyordu. Peki, onu kim eşlik ediyordu? Sadık köpeği Max! Uzun yürüyüşleri seven Max, Lena kadar heyecanlıydı. Parkta yıllardır görmediği eski bir arkadaşına rastladı. Bu kimdi dersiniz? Çocukluk arkadaşı Tim. Tim, Lena'ya son zamanlarda neler yaptığını hemen sordu. Lena, yeni işinde oldukça meşgul olduğunu ama yine de kendine boş zaman yaratmaya çalıştığını söyledi. Bir süre sohbet ettikten sonra parkın göl kenarına yürüdüler. Orada ne yaptılar? Bir banka oturup gölü izlediler. Gökyüzü berraktı ve güneşin ışıkları suyun üzerinde yansıyordu. Manzara gerçekten büyüleyiciydi. Tam o sırada yüksek bir ses duyuldu. Bu neydi? Çimenler üzerinde bir uçurtmayı koşturan bir çocuk. Lena, çocuğun uçurtmayı nasıl bu kadar yükseğe uçurabildiğini merak etti. Tim, bazı uçurtmaların çok sağlam ve kolay kontrol edilebilir şekilde yapıldığını anlattı. Birden yaşlı bir çift yanlarından geçti. Peki, hangisi çiçek taşıyordu? Kadın, büyük ve rengarenk bir çiçek buketi taşıyordu. Çiçekleri kızı için almak istediğini söyledi ve Lena'ya parkın yakınlarında bir çiçekçi olup olmadığını sordu. Lena, park girişinin yanında bir çiçekçi olduğunu söyledi. Günün sonunda Lena ve Tim evlerine döndüler. Bir dahaki buluşmalarının ne zaman olacağını henüz bilmiyorlardı ama yakın zamanda tekrar görüşmek için söz verdiler. Lena, günün ne kadar güzel geçtiğini düşündü ve hep böyle ilginç insanlarla karşılaşıp karşılaşamayacağını merak etti.