Modal Verben (Yardımcı Fiiller)

Modalverben'lar neydi hatırlayalım;

Modal fiiller, cümlede konuşanın tavrını, niyetini veya zorunluluğunu belirtir. “dürfen, können, mögen, müssen, sollen, wollen“ olmak üzere 6 tane yardımcı fiil vardır.

Bu fiillerin çekimleri ise şöyleydi:

Modal Fiil ich du er/sie/es wir ihr sie/Sie
Dürfen (izin vermek, izinli olmak) darfs darfs darfs dürfen dürft dürfen
Können (yapabilmek) kann kannst kann können könnt können
Mögen (sevmek, hoşlanmak) mag magst mag mögen mögt mögen
Müssen (zorunda olmak, gerekmek) muss musst muss müssen müsst müssen
Sollen (yapması gerekmek, önerilmek) soll sollst soll sollen sollt sollen
Wollen (istemek, niyet etmek) will willst will wollen wollt wollen

Daha detaylı inceleyelim.

1. „dürfen (izin vermek, izinli olmak)“

Bu fiil bir şeyin izinli veya yasak olduğunu ifade etmek için kullanılır.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Du darfst hier nicht parken. (Buraya park edemezsin.)
Wir dürfen im Park picknicken. (Parkta piknik yapabiliriz.)
Darf ich deine Hilfe in Anspruch nehmen? (Yardımını alabilir miyim?)
NOT: “..dürfen … nicht..“ direkt olarak „yasak olmak“ anlamına gelir.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Hier darf man nicht rauchen. (Burada sigara içmek yasaktır.)
Sie dürfen hier Ihren Müll nicht ablegen. (Çöplerinizi buraya bırakmanız yasaktır.)

2. „können (yapabilmek, beceri veya imkan sahibi olmak)“

Bu fiil ile; bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunuzu, bir şeyi başardığınızı veya bir şeyin mümkün olduğunu söyleyebilirsiniz.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Ich kann gut Deutsch sprechen. (İyi Almanca konuşabilirim.)
Kannst du mir bitte helfen? (Bana lütfen yardım edebilir misin?)
Wir können morgen ins Kino gehen. (Yarın sinemaya gidebiliriz.)
Die Kinder können schwimmen, weil sie Unterricht hatten. (Çocuklar yüzebilir, çünkü ders aldılar.)

3. „mögen (sevmek, hoşlanmak)“

Bir şeyin hoşuna gittiğini veya bir şeyi sevdiğini söylemek istiyorsan, bunu 'mögen' modal fiilini kullanarak yapabilirsin.

'Mögen' genellikle bir isim veya kişisel zamir ile birlikte kullanılır.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Er mag Musik hören, wenn er sich entspannt. (Rahatladığında müzik dinlemeyi sever.)
Wir mögen den Sommer, weil wir gerne schwimmen. (Yazı severiz çünkü yüzmeyi çok severiz.)
Sie mögen Tiere, besonders Katzen und Hunde. (Hayvanları severler, özellikle kedileri ve köpekleri.)
NOT: “Mögen“ fiilinin „Konjunktiv 2 (Şart Kipi)“ formu „möchten“dir ve daha kibar bir istek belirtmek için kullanılır.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Ich möchte ein Stück Kuchen. (Bir dilim kek isterim.)
Möchten Sie einen Kaffee? (Bir kahve ister misiniz?)
Böylece „mögen“ ve „möchten“ fiillerinin farkı daha iyi görülür.

4. „müssen (zorunda olmak, gerekmek)“

Bu fiil ile bir şeyin zorunlu veya gerekli olduğunu söylersin.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Ich muss heute früh aufstehen. (Bugün erken kalkmam gerekiyor.)
Du musst mehr Wasser trinken, um gesund zu bleiben. (Sağlıklı kalmak için daha fazla su içmelisin.)
Ich muss nicht zur Arbeit gehen, da ich heute einen freien Tag habe. (Bugün izinli olduğum için işe gitmek zorunda değilim.)

5. „sollen (yapması gerekmek, önermek)“

Emirler, talimatlar veya tavsiyeler ifade etmek için kullanılır. Doktor tavsiyeleri 'sollen' ile dile getirilir.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Du sollst deine Hausaufgaben machen. (Ödevlerini yapmalısın.)
Wir sollen mehr Gemüse essen. (Daha fazla sebze yemeliyiz.)
Du sollst nicht so viel Zucker essen. (Bu kadar çok şeker yememelisin.)
NOT: Yukarıdaki örneklerde „sollen“ yardımcı fiili Präsens'ta kullanılmışlardır ve cümleye daha çok „talimat, yapılması gereken şey“ anlamı katmışlardır.

Eğer „sollen“ fiilini daha çok „tavsiye“ anlamında kullanmak istiyorsak fiilin Konjuktiv 2'deki halini kullanmalıyız.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Du solltest nicht so viel Zucker essen. (O kadar çok şeker yememelisin.)

6. „wollen (istemek, niyet etmek)“

Bu Modalverb, istekleri ifade etmede kullanılır.

Örnekler

Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Ich will ins Kino gehen. (Sinemaya gitmek istiyorum.)
Wir wollen morgen ein Picknick machen. (Yarın piknik yapmak istiyoruz.)
Ich will kein Fleisch essen. (Et yemek istemiyorum.)
NOT: “wollen“ fiili kararlı bir şekilde seslendirildiğinde ve bazı durumlarda biraz „sert“ gelebilir. Yani kaba bir ifade kullanmış olursunuz. Daha kibar bir şekilde talep ve isteklerinizi dile getirmek için „möchten“ fiili kullanılmalıdır.

Modal Fiiller Örnekleri

Modal Fiil Örnek Cümle Türkçe Anlamı
Dürfen Du darfst hier nicht parken. (Buraya park edemezsin.)
Können Ich kann gut Deutsch sprechen. (İyi Almanca konuşabilirim.)
Mögen Wir mögen den Sommer. (Yazı severiz.)
Müssen Du musst mehr Wasser trinken. (Daha fazla su içmelisin.)
Sollen Du sollst deine Hausaufgaben machen. (Ödevlerini yapmalısın.)
Wollen Ich will ins Kino gehen. (Sinemaya gitmek istiyorum.)
Dürfen Wir dürfen im Park picknicken. (Parkta piknik yapabiliriz.)
Können Kannst du mir bitte helfen? (Bana lütfen yardım edebilir misin?)
Müssen Ich muss heute früh aufstehen. (Bugün erken kalkmam gerekiyor.)
Mögen Sie mögen Tiere, besonders kedileri. (Hayvanları severler, özellikle kedileri.)

Konu Hikayesi

Ein Tag mit Anna

Am Freitagmorgen muss Anna früh aufstehen, weil sie einen wichtigen Termin hat. Sie will nicht zu spät kommen, also stellt sie sich einen Wecker. Sie kann normalerweise gut schlafen, aber heute wacht sie mehrmals auf, weil sie nervös ist. Um 6 Uhr soll sie aufstehen, aber sie möchte noch ein paar Minuten im Bett bleiben. Schließlich zwingt sie sich aufzustehen und bereitet sich schnell vor. Sie darf nicht vergessen, ihre Unterlagen mitzunehmen. Anna muss mit dem Zug in die Stadt fahren. Sie könnte auch das Auto nehmen, aber der Verkehr ist morgens immer sehr stark. Deshalb entscheidet sie sich für den Zug. Am Bahnhof fragt sie einen Mitarbeiter: "Wann kann ich den nächsten Zug nehmen?" Der Mitarbeiter antwortet: "Sie dürfen den Zug um 7 Uhr nehmen. Er fährt in zehn Minuten ab." Im Zug setzt sich Anna hin und versucht, sich zu entspannen. Sie soll ihre Präsentation noch einmal durchgehen, aber sie kann sich nicht konzentrieren. Stattdessen beobachtet sie die Landschaft und denkt an den Termin. Als sie in der Stadt ankommt, muss sie zuerst das Büro finden. Sie könnte ein Taxi nehmen, aber sie möchte lieber zu Fuß gehen. Sie fragt einen Passanten: "Können Sie mir den Weg zum Bürozentrum zeigen?" Der Passant erklärt ihr den Weg, und Anna bedankt sich. Im Büro wird sie freundlich empfangen. Sie darf im Warteraum Platz nehmen. Kurz darauf wird sie in das Besprechungszimmer gebeten. Während der Präsentation merkt sie, dass sie gut vorbereitet ist. Sie kann alle Fragen beantworten und fühlt sich immer sicherer. Nach dem Termin fühlt sich Anna erleichtert. Sie möchte ein bisschen die Stadt erkunden, bevor sie nach Hause fährt. Sie könnte ins Museum gehen oder ein Café besuchen. Schließlich entscheidet sie sich für das Café. Am Nachmittag muss Anna zurück zum Bahnhof. Sie will den Zug um 16 Uhr nehmen, damit sie rechtzeitig zu Hause ist. Sie könnte auch einen späteren Zug nehmen, aber sie möchte nicht zu spät nach Hause kommen. Zu Hause angekommen, kann Anna endlich entspannen. Sie denkt an den Tag und ist stolz darauf, wie gut alles gelaufen ist. Jetzt darf sie sich ausruhen und den Abend genießen.

Bir Gün Anna ile

Cuma sabahı Anna erken kalkmak zorunda çünkü önemli bir randevusu var. Geç kalmak istemediği için bir alarm kurar. Genellikle iyi uyur, ancak bugün birkaç kez uyanır çünkü gergindir. Saat 6'da kalkması gerekiyor, ancak birkaç dakika daha yatakta kalmak istiyor. Sonunda kalkmaya kendini zorlar ve hızlıca hazırlanır. Evraklarını almayı unutmamalıdır. Anna, şehre trenle gitmek zorundadır. Arabasını da kullanabilir, ancak sabah trafiği her zaman çok yoğundur. Bu yüzden treni tercih eder. Tren istasyonunda bir görevliden "Bir sonraki treni ne zaman alabilirim?" diye sorar. Görevli: "7 saatlik treni alabilirsiniz. On dakika içinde kalkacak." Trende Anna oturur ve rahatlamaya çalışır. Sunumunu tekrar gözden geçirmesi gerekiyor, ancak odaklanamıyor. Bunun yerine manzarayı izleyip randevusunu düşünmektedir. Şehre vardığında, ofisi bulmak için ilk adımı atmalıdır. Taksiyle gidebilir, ama yürümeyi tercih eder. Bir yayadan "Ofis merkezine nasıl giderim?" diye sorar. Yayaya teşekkür eder ve tarifini dinler. Ofiste sıcak bir şekilde karşılanır. Bekleme odasına oturur. Kısa bir süre sonra toplantı odasına davet edilir. Sunum sırasında iyi hazırlandığını fark eder. Tüm soruları yanıtlayabilir ve her geçen dakika daha güvenli hisseder. Toplantıdan sonra Anna rahatlar. Eve dönmeden önce biraz şehri keşfetmek istiyor. Müzeye gitmeyi veya bir kafeyi ziyaret etmeyi düşünüyor. Sonunda bir kafede karar kılar. Öğleden sonra Anna 16:00 trenine binmek ister ki, evde zamanında olsun. Daha geç bir treni de tercih edebilir ama eve çok geç dönmek istemez. Eve ulaştığında Anna nihayet rahatlar. Gün boyunca yaşadıklarını düşünür ve her şeyin iyi geçtiğine inanır. Şimdi dinlenebilir ve akşamı keyifle geçirebilir.

Bu hikayede kullanılan modal fiiller: